İSVEÇ

Macaristan ve Danimarka’yı gezdikten sonra geç bir saatte varmıştım İsveç’e. Yorgundum ama Stockholm'ün gece hayatını görmek için tabi ki ertesi günü beklemeyecektim ve meşhur Göt Caddesi’ne gittim.

Gatan İsveççe cadde demektir.
Stockholm'ün barlarıyla meşhur Göt Caddesi.

Akşam yemeğimi, İskandinav ülkelerinde yaygın olan geyik etinden bir sandviçle geçiştirdim. Pek dolaşmadan bulduğum ilk büyük bara girip biramdan yudumlarken süper güzel iki İsveçli kızla samimi olmuştum. Eğleniyorduk ve benimle de baya ilgili gibiydiler ya da ben öyle düşünüyordum ta ki, kızların birbirleriyle öpüşmeye başladığı ana kadar.

Aslında sonradan öğrenmiştim ki, İsveç’te kızların dudaktan dudağa öpüşmesi normal bir şeydi. Hatta sonradan tanıştığım İsveçli bir çocuk, “kızların bunu sadece erkekleri tahrik etmek için yaptığını düşünüyorum” demişti. Yani bazı kızlar samimi kız arkadaşlarıyla uzun uzun öpüşmelerine rağmen aslında erkeklerden hoşlanıyorlardı. Tabi ki lezbiyenler de vardı ama kız kıza dudaktan dudağa öpüşmek İsveç’te lezbiyenlik göstergesi değildi. Fakat ben bunu o iki güzel kızı kendi haline bıraktıktan çok sonra öğrenebildim.

Gece eğlenmek için gittiğiniz caddenin ismi “Göt” olunca gecenizin boktan geçmesi de kaçınılmaz oluyor sanırım.

Kızları kadar müzeleri de güzel Stockholm’ün Vasa Müzesinde denizin dibinden çıkarılan 400 yıl önce batmış büyüleyici savaş gemisi görülmesi gerekenlerden.


Tek parça halinde denizden çıkarılan inanılmaz büyüklükteki ve olağanüstü ihtişamdaki gemi, Kuzey Avrupalıların atalarının denizlerin hakimi Vikinglilere dayandığının bir başka göstergesi.  

Öğlen 2’de güneşin battığı Ocak ayı, İsveç’e gelmek için en uygun zaman sayılmazdı aslında. Bu sebeple öğlen 3’te gece yarısı gibi karanlıklaşan şehirde, Hintli oda arkadaşım Venu’yle saat 6 civarı içmeye başlamamız makul görülebilir gibi. Venu’yle aslında İsveç’e gelmeden bir hafta önce Danimarka’da tanışmıştım ve aynı rotayı takip ettiğimiz için Stockholm’de tekrardan buluşmuştuk. Buzun yalnızca kokteyle atılan bir şey olmadığını ve sokakta da oluşabileceğini fark edebilmesi açısından Venu’nün Stockholm’e Ocak ayında gelmesi iyi olmuştu. Zira Hindistan’da 20 derecenin altını görmemiş biri için kar görmek, algıyı allak bullak eden bir şey olsa gerek.
Efe & Venu

Coğrafi konumundan ötürü yazın batmak bilmeyen güneş, kışınsa kendisini pek göstermediği için aylarca süren kasvetli havadan ötürü Avrupa’nın depresyon oranı hayli yüksek ülkelerinden biri İsveç. Bu kasvetli havanın da etkisiyle diğer İskandinav ülkeleri gibi İsveç de metal müziklerde çok başarılı ama kaldığımız bir hafta bizim o kasvet dozajını yakalamamız için yeterli olmadığından, Stockholm’den kendimizi metal müziğe kaptırmadan ayrıldık.



Bir sonraki ziyaret ise kesinlikle kış aylarında olmayacak!


Efe TANAY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...