Kho Rong adası, Kapitalizmin
henüz ağını atmadığı, yolun, internetin veya hiçbir aracın olmadığı, gece 12’de
elektriklerin kesildiği ama hayatın devam ettiği Kamboçya’nın yeni fark edilen güzelliklerinden
biri. (fotoğrafın sağ tarafında oda arkadaşım Nitzan)
Yalnızca kıyafetin
modası yoktur, yedikleriniz, okuduklarınız, izledikleriniz ve hatta seyahat
ettiğiniz yerler bile aslında popüler kültürün size moda olarak sunumudur. Pek
az insan etrafındakilerin gitmediği bir yere tatile gitmeye cesaret eder çünkü
modaya uyarlar ve revaçta olan yerleri tercih ederler. İşte bu sebepten dolayı
dünya üzerinde cennet kadar güzel olup da hala sessiz, sakin olan birçok tatil
noktası bulunmaktadır.
7 Ülkeyi kapsayan
bir tura çıkmıştım ve haftalardır yolda olmanın verdiği yorgunluğu atmak için Kamboçya’nın
Shionoukville sahili açıklarında, dünyanın geri kalanından tamamen soyutlanmış Kho
Rong adasından daha iyi bir yer olamazdı. Süt beyaz kumsalı, mükemmel denizi ve
oksijen kaynağı ormanıyla aslında daha fazlasını isteyemeyeceğiniz bir yerde,
hem de bedavadan ucuza, kusursuz kadar iyi bir
tatil fırsatı eminim sizin de kulağınıza hoş geliyordur.
Kho Rong’da İsrailli
bir arkadaşımla kalıyordum ve benden bir gün sonra 2 Fransız ve 1 de Hollandalı
arkadaşım gelmişti. Birkaç gün önce tanıştığım 2 Alman kızsa zaten adadaydılar.
Telefonun çekmediği bu küçük adada birbirimizi kolayca bulmuş, güzel bir ekip
olmuştuk.
Adaya geçmeden önce Shionoukville'den bir gece. (Sağ yukardaki benim) |
Tek başına seyahat
etmenin en güzel yanı insanlarla tanışmaya daha açık olmanızdır. Bende tek
seyahat eden biri olarak, Birleşmiş Milletleri aratmayacak bir arkadaş
ortamının içinde bulmuştum kendimi.
Adada genelde Avustralyalı,
İngiliz ve Fransızların işlettiği oteller vardı ama adanın kaldığım bölgesindeki
en öne çıkan oteli Türkler işletiyordu. Dünyanın öbür ucunda bilinmeyen bir adadaydım
ama burada da Türklerle karşılaşmıştım.
Türklerin işlettiği COCO'da, soldan sağa, Türk, 2xAlman, Hollandalı, 2xFransız, İsrailli. (Efe, Lena, Evelyn, Laura, Alexandra, Ulysse, Dori) |
Geceleri ışık
kirliliği olmadığı için mükemmel şekilde parlayan yıldızların altında bira
içmek ve suyun içinde hareket ettiğinizde parlayan planktonların olduğu o
sıcacık denizde yüzmek hayatım boyunca unutamayacağım tecrübelerden.
Fotoğrafta arkamda
görünen adaya daha önceden yüzmüş birinin olduğunu duyunca "Kesinlikle ben de yüzmeliyim" dedim. Son güne kadar bana eşlik edecek birini bulamayınca da
tek başıma yüzüp geri geldim. Bu kimsenin yaşamadığı ufacık adacığın ortasında
gizemli bir havası olan Budist Tapınağı vardı ama fotoğraf makinemle
gidemediğim için fotoğrafını çekemediğim o görüntüler hafızamın unutulmaması
gerekenler bölümünde yerini almış durumda.
Yeryüzünde
keşfedilmeyi bekleyen bu kadar çok güzellik varken belki Kho Rong adasına bir
kere daha gidemem ama her zaman gülümseyerek hatırlayacağıma eminim.
Efe TANAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder