Güzelliğiyle büyüleyen Victoria's Secret meleği ve Orlando
Bloom’un eski eşi Miranda Kerr tanışana dek gerçek olduğuna şüphe duyduğum biriydi.
Annem hep iyi düşün
iyi olsun demiştir ama yeryüzündeki 8 milyar insandan birini düşünüp de onunla
karşılaşabileceğim pek aklıma gelmemişti doğrusu.
3. Kez New
York’taydım ve union meydanına yıllar önce tanıştığım bir Amerikalı arkadaşımla
buluşmaya gidiyordum. Yolda 4 İspanyol turist Victoria's Secret’ın yerini sorunca benim de aklıma hayatımda en çok tanışmak istediğim ve ayrıca bana göre de dünya’nın en güzel ve sempatik kadını olan Victoria's Secret’ın Avustralyalı
meleği Miranda Kerr gelmişti. Zaten yeryüzünde tanışmak isteyeceğim bir Brad
Pitt, bir de Miranda Kerr vardı ve bende bir tanesiyle birkaç dakika sonra
tanışacağımın farkında olmadan yürüyordum.
Biraz erken vardım
arkadaşımla buluşacağımız yere ve meydanın köşesinde gitar çalan sokak
çalgıcılarını dinleyerek zaman geçirmeye başladım. Daha 2 dakika olmamıştı ki bir anda 5 metre
yanımda Miranda’ya biraz fazla benzeyen biri belirmişti. Kendi kendime “çok
düşündün, hayal kuruyorsun, kendine gel” dediğimi unutamiyorum. Hem zaten
Miranda Kerr o zamanlar yeni doğum yapmıştı ve bir insanın doğumdan bir kaç ay sonra bu
kadar formda olabilmesi pek mümkün gelmemişti bana.
Eeski eşi Orlando Bloom ile birlikte. |
Yanımda duran
kişinin Miranda Kerr olmadığına kendimi ikna etmeye çalışıyordum aslında çünkü
bünyem henüz böyle bir şoka hazır olmayabilirdi. İçten içe tüm bu bocalamaları
yaşarken, kendisi birden durduğu yerden iyice dibime kadar geldi. Evren resmen
bana, gösterdim olmadı, al şimdi yanına kadar getirdim artık sende iki çift laf
ediver diyordu.
Nasılsa o değildir, kendi kendime kuruntu yapıyorum diyerek lafa girdim aslında.
Yıllar önce Leonardo DiCaprio ile yine New York'ta tanıştığımda fotoğraf çekilmemiştim ama Miranda Kerr'le fotoğraf çekilmemek olmazdı. |
Aslında ne
diyeceğimi şaşırmıştım ama Miranda samimi ve içten tavrıyla çok yakın davrandı.
Victoria's Secret’in bir çekimi için Orlando Bloom’la birlikte New York’taydılar
ama Orlando arkamızda bebekle ilgilendiği için onunla konuşamamıştım. Şimdi dönüp
düşünüyorum da ne inanılmaz bir rastlantıydı, kendisiyle sokakta denk gelebilme
ihtimalimi düşünmüştüm ve dakikalar sonra yan yanaydık.
Not: Ağzım en fazla o kadar açılıyor.
Efe TANAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder