Hemen her ilginç hikâyemin
altında ilginç tekliflere hayır demeyişim yatıyor sanırım.
Rusya’ya taşınmamın
daha 3. günüydü ve yeni arkadaşım Kirill, Pazar öğlen beni arayıp dini bir törene
katılmak isteyip istemediğimi sorduğunda sorgulamadan evet dedim. Ortak
arkadaşımız aracılığıyla tanıştığımız bir önce ki gün, kiliselerin Pazar ayinlerinden
bahsederken, ben de Ortodoks kilisesinin, Katoliklerden farklı olan ayinini
görmek istediğimi söylemiştim. Tam da bu muhabbetin üzerin Pazar
günü ve de tamamen Ortodoks olan Rusya’nın başkentinde, hem de Rus bir
arkadaşım tarafından dini bir törene davet edilince, bu törenin tapınakta bir
Hindu töreni olabileceği aklıma gelmedi tabi.
Bilmediğiniz bir
şeyi anlamak için önce önyargılardan kurtulmak gerektiğine, sonra da onu
tecrübe etmenin gerekliliğine inanırım. Ben de her zaman yaptığım gibi
bilmediğim bir din ve kültürle, doğduğu topraklardan uzakta, çok farklı bir
ortamda tanıştım. Bence kaçınılmaz bir fırsattı. Hem de Rus ama Hindu olan
arkadaşım Kirill ve Hintli ama Hindu olmayan arkadaşım Amrik’le birlikteydim.
![]() |
Kiliseye gideceğimiz düşüncesiyle giyindiğim, Hindu tapınağına pek uygun olmayan ciddiyetteki kıyafetim. Ortada Kirill ve solda Amrik. |
Amrik Hintliydi ama
Hindistan’da ki başka bir dine, Sikhizm’e inanıyordu. Kirill’in eksik
kaldığı yerlerde sorularıma o açıklık getiriyordu. Zaten Sikhizm Hinduizm’le
birçok konuda benzerlik gösteriyordu. Nasıl ki, kitabi dinler aynı coğrafyada
birbirine benzer bir şekilde şekillenmişlerse, Hindistan topraklarında da
doğmuş olan bu iki din de birbirinden çok şey kopyalamıştı.
Aslında “Hinduizm”
terimi birçok farklı Hint dinlerinin 19. yüzyılda tek bir ad altında toplanmasıyla
ortaya çıkmış. Bilim dünyasının dünyanın en eski dini olarak kabul ettiği bu
dine dışarıdan bakan batılıların sandıdığından farklı olarak Hinduizm'in tek bir tanrısı
bulunmamaktadır. Farklı tanrıları bulunan bu dinler bütünü, batı dinlerinden
farklı olarak kitabi de değildir, yani bir peygambere tanrı tarafından yazdırılmış
yazılı bir kitapları olmasa da, yıllar içerisinde şekillenmiş öğretileri ve
inanışları vardır.
Öğretici ve güzel
nasihatler kadar, eğlenceli ve neşeli bir tarzda konuşan Hindu rahip, vaaz
kısmından sonra bir rockçı gibi omzunda gitarıyla müzik yapmaya başladığında,
Asya’nın fakir görünümlü dinine Batı’nın zengin dokunuşu hemen gözünüze
rahatsız edici gelmeye başlıyor.
Vaaz, müzik, dans ve
tamamen anlamaya Rusçamın yetmediği birkaç hikâyeden sonra, sıra yemek yemeğe
geldiğinde hemen salonda yerimi aldım. Her ortamda, hiçbir şart altında "hayır" deme ihtimalim olmayan bol baharatlı hint yemekleri tamda açlık midemi kazımaya
başladığı anda hazırdı.
![]() |
Yemekten bir görüntü. |
Şuana kadar
düzinelerce ülkede birçok farklı dini inceleme fırsatı bulmuş biri olarak,
hepsinin birbirinden güzel mesajlar verdiğini, hiçbirinin en ufak kötü bir
öğretiye sahip olmadığını söyleyebilirim fakat her bir dinin izahatı, her zaman
bir başka dine mensup olan kişilere saçma geliyor. Yani, insanlara büyürken öğrendikleri
her şey, her zaman doğru, onun dışındaki başka her şey yanlışmış gibi geliyor.
Belki de, bir farklılığı anlamanın veya onu doğru kabul etmenin birbirinden
apayrı şeyler olduğunun idrak edilememesinden kaynaklanıyor. Başka bir din ona mensup olmadan da öğrenilebilir. Tıpkı alışılan yemek lezzetleri gibi, alışılmış olan din ne sorgulanıyor ne de kişiler başka bir
dini veya kültürü anlamaya çalışıyor. İlginç olansa başka dinlerden tanıştığım
kişilerin beni kendi dinlerine dahil etmeğe çalışırken sadece kendi dinlerine
mensup olanların ölümden sonra huzur bulacağına inanmaları. Yani dinler, ben
seyahat ettikçe, herkesin "benim inandığım doğru diğer hepsi yanlış" dediği bir karmaşa
gibi görünüyor bana.
Efe TANAY