Mükemmel bir doğası,
kültür dolu toplumu ve yasaklarıyla meşhur Küba’ya gittiğimde 19 yaşındaydım ve
her zaman ki gibi tek başıma gitmiştim. Havana’da kaldığım otelde çalışan bir
kız bana Pinar Del Rio şehrindeki ailesinin yanına gitmem için yer ayarladı. Aile
ile yaşamak, kültürlerini daha iyi anlamam için mükemmel bir tecrübeydi, hem bu
sayede aile de biraz gelir elde etmiş olduyordu. Paramı harcarken aldığım en doğru
karardı aile yanında kalmak. Eski arabalarla, güzel yemeklerle, bozulmamış yapılarla ve güler yüzlü insanlarla dolu bu küçük şehirde başka turistlerle tanışmam da
uzun sürmedi.
Yeni tanıştığım iki
Fransız, önceki gün sokakta konuştukları bir adamın onları atla dağların
arasında uzak bir yerde gizlice yapılan horoz dövüşüne götürmek istediğinden,
bahsetti. Kararsızlardı ve kararsız olmakta da haklı gibiydiler. Tanımadıkları
bir adam, bilmedikleri bir ülkede, yasa dışı bir şeyi izletmek için onları
ıssız bir yere götürmeyi teklif etmişti. Olaya bu şekilde bakınca böyle bir
teklifi kabul etmek akıl işi değil gibi görünse de, hayatın paranoyakça
yaşanmasına hep karşıyımdır. Ben heyecanla adamın kaç para istediğini sordum ve
hemen ardından ben de gelmek isterim diye ekledim. Kararsızlıkları, benim
kararlılığımla dağılmıştı.
Adama ulaştık ve
ertesi gün için 3 tane at hazır etmesini söyledik.
![]() |
Horoz dövüşü alanına giderken. |
Karayiplerin en
meşhur adası Küba’ya geleli bir hafta anca olmuştu, bu Fransızlarla tanışalı
ise sadece bir gün, bizi horoz dövüşü izlemeye götürecek adamınsa yüzünü bile görmemiştim
ama içimde en ufak bir endişe yoktu.
Atlar hazırlandı, sabah
erkenden yola koyulduk. Yol üstündeki köylerde mola verdik, dağların arasındaki
ufak patikalardan ilerledik. Tam 4 saat sonra kuytuda bir yerde, ulaşımı zor
bir arazide kaçak yapılan horoz dövüşünü izleyeceğimiz yere vardık.
![]() |
En çok heyecanlananlar her zaman en çok para yatıranlar. |
Bahisler havada
uçuşuyor arada bir de kavga çıkıyordu. Bir hayvan sever olarak dövüşler için bahis
oynamamak gördüklerimin yarattığı rahatsızlığı hafifletmedi aslında ama olay
sadece horoz dövüşünden öteydi, insanlar da onlar kadar dövüşüyordu.
![]() |
Dövüş için tüyleri yolunup ayaklarına fazladan tırnak bantlanmış horoz. |
Mola verdiğimiz
yerlerde adını bile bilmediğim meyvelerden tadını asla unutamadığım meyve suyu
karışımları içtim. Bunların hepsi bir gün için çok fazla yenilik gibi görünse
de, kural tanımazca seyahat edince bir şekilde rutininiz haline geliyor.
Saatlerce ata binmenin yürümeye engel bir şey olduğunu da, ertesini günü
yatarak geçirmek zorunda kalınca fark ettim.
![]() |
Puro tarlası. |
Fakir bir ülkede,
yasaklarla sıkışıp kalmış insanların bile neler yapabildiği oldukça şaşkınlık vericiydi.
Her ne kadar yıldan yıla yavaş yavaş özgürleşse de, Küba 2000’lerin ortasında, tam
bir kurallar ülkesiydi. Ama ben bu kurallar ülkesinde bile yapacak bir çılgınlık
bulmuştum.
Efe TANAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder